İcatlar

Paranın icadı, Parayı kim buldu?

Paranın icadı, milattan önceki medeniyetlere dayanmaktadır. Mal ve yapılan hizmetlerin karşılığı olarak kullanılan bir araç niteliğindedir. Para kelimesi, dilimize Farsçadan geçmiştir. Farsçada küçük parça anlamına gelen “pare” kelimesi, günümüzde kullandığımız para kelimesinin kökeni olarak kabul edilmektedir. Para kullanımı, ülkelerin özgürlüğü ve egemenliğinin temsili olarak değerlendirilmektedir. Bir ülkenin var olduğu dönemdeki gücü, o dönemde kullandığı paraya bakılarak anlaşılmaktadır. Ülkeler, kendilerini güçlü göstermek amacı ile para basmayı tercih etmişlerdir. Günümüzde yaklaşık olarak 160 farklı para birimi kullanılmaktadır. Paranın icadı, insanlık tarihinde bambaşka bir dönemin başlamasına neden olmuştur.

Paranın icadı 

Lidyalılar, ticari faaliyetlere başladığında ilk aşamada mal değişimi, yani değiş tokuş usulünü kullanmıştır. Değiş tokuş usulü, bazı ürünlerin satışında yeterli olmamaya başlamıştır. Bunun üzerine, Lidya Kralı Gigges döneminde tarihin ilk parası olduğu kabul edilen araçlar ortaya çıkmıştır. Bu dönemde üretilen ilk para, Lidyalıları tarafından üretilmiştir. Altın, gümüş, nikel, alüminyum ve tunç gibi malzemelerin kullanılması ve birbirleri ile karıştırılması sonucunda, üzerinde Lidya kralının armasının bulunduğu metal paralar üretilmiştir. Kartal başı figürlü olan bu arma, Lidya devletinin bağımsızlığını ve gücünü temsil etmektedir. Karun döneminde ise, para külçeleri altın ve gümüş olmak üzere iki ayrı şekilde basılmıştır. MÖ 7000 yıllarında, Asur hükümdarı asına basılmış olan gümüş para külçeleri bulunmuştur.

Parayı Kim Buldu?

Tarihte önemli bir yere sahip olan ünlü edebiyatçı Heradot, kaleme aldığı yazılarda parayı Lidyalıların bulduğunu öne sürmüştür. Yazılı kaynaklarda yer alması sebebi ile, paranın icadının Lidyalılara ait olduğu kabul edilmektedir. İslamiyet tarihinde karşımıza çıkan ilk para, Hz. Ömer tarafından bastırılmıştır. 639 yılında karşımıza çıkan bu para, İslamiyet tarihi açısından oldukça önemlidir. Dünya üzerinde karşımıza çıkan ilk kağıt paranın ise Çin’de basıldığı bilinmektedir. İlk kağıt paranın icadı ise, 806 yılında karşımıza çıkmaktadır. Avrupa ise, ilk kağıt parasını 1660 yılında kullanmaya başlamıştır. Avrupa’nın ilk kağıt para kullanıcı olan ülke İsveç’tir. Amerika kıtası ise, kağıt para ile 18. yüzyılın başlarında tanışmıştır.

Türk tarihinde kullanılan ilk para ise, Osmanlı döneminde karşımıza çıkmaktadır. Orhan Gazi döneminde basılan ilk para, gümüş akçe olarak bilinmektedir. Fatih Sultan Mehmet ise, İstanbul’u fethettikten sonra altın sikkeleri basarım bağımsızlığını ve gücünü dünyaya duyurmuştur. Osmanlı Devleti’nin ilk darphanesi, yine Fatih Sultan Mehmet döneminde kurulmuş olup İstanbul – Simkeşhane olarak bilinmektedir.

Paranın tarih sahnesinde yerini alması ile birlikte, pek çok farklı coğrafyada karşımıza çıkıp çok sayıda devlet tarafından kullanılmıştır. Devletlerin gücünün temsili olarak değerlendirilen para, günümüz arkeolojik kazılarda önemli tarihi eserler arasında yer almaktadır. Paranın üretildiği malzeme, o devletin ne derece güçlü ve önemli olduğunu ifade etmektedir. Arkeolojik kazılarda elde edilen paralar, arkeoloji müzelerinde sergilenmektedir.

Paranın Tarihi ve Gelişim Süreci

Eski dönem medeniyetlerinde, alışverişler değiş tokuş usulü ile gerçekleştirilmekteydi. Frigya devletinin yıkılmasının ardından, MÖ 687 yılında Lidya adını taşıyan bir devlet kurulmuştur. Bu devlet, Menderes ve Gediz nehirleri arasında yer almıştır. Kurulan devletin başkentinin, günümüz Manisa ilinin Salihli ilçesinde bulunduğu tahmin edilmektedir. Başkente verilen isim ise Sardes’tir. Sardes, o dönemde kurulmuş olan şehirler arasında en zengin olanıdır. Kral yolu olarak adlandırılan alanın, Asya taraflarından gelen malları Ege Denizi ve Avrupa’da yer alan önemli limanlara taşınmasında önemli rol oynadığı bilinmektedir. Bu sayede, yeni kurulan devlet ekonomik olarak oldukça güçlü bir hale gelmiştir. Kral yolu sayesinde, Lidya kentinde ticaret son derece gelişmiştir. Halkın da yer aldığı geniş çaplı ticari faaliyetler, beraberinde çok sayıda yeniliği de getirmiştir. Ticari faaliyetler ile birlikte sosyal, kültürel ve teknolojik alanlarda da gelişmeyi başaran Lidyalılar, büyük ölçüde ilerleme kat ederek komşu şehirlere üstünlük sağlamayı başarmıştır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu