Arşiv

Göbeklitepe Hakkında Bilgi

Göbeklitepe Nedir, Nerede, Nasıl Gidilir, Tarihi ve Önemi

Tarihi yeniden yazdıran ve dünyanın mirası listesine alınan Göbeklitepe, Milattan Önce 10.000’li yıllardan kalmadır. Şanlıurfa’nın çok yakınlarına konumlandırılmış bir ören yeri olan Göbeklitepe, tarihi yeniden yazdırması ile bilinmektedir. Göbeklitepe nerede, nasıl gidilir, önemi ve tarihi hakkında daha fazla bilgi için okumaya devam edin.

Göbeklitepe Nerede, Nasıl Gidilir?

Göbeklitepe yukarıda bahsettiğimiz gibi Şanlıurfa’nın Örencik Köyüne çok yakındır. Birçok arkeolog burayı incelemek ve tanık olabilmek için dünyanın dört bir yanından gelmektedir. Tabi ki sadece arkeologlar değil gazeteciler, araştırmacılar, profesör doktorlar, bilim insanları ve çok çeşitli meslek gruplarından insanlar buraya akın akın gelmektedirler. Tüm insanlık tarihini yeniden yazılmaya zorlayan bu antik yerleşke, şehir merkezinden otobüslerle gidilmektedir. 

Göbeklitepe’nin Tarihi

Göbeklitepe ile alakalı çalışmaların 1960’lı yıllara dayandığı bilinmektedir. Ancak Göbeklitepe’yi ilk kez 1995 yılında Alman arkeolog Profesör Klaus Schmidt kazmaya başlamıştır. Göbeklitepe’yi ortaya çıkaran ilk isim budur.

Göbeklitepe, tarihimizin çok büyük sırlarını bünyesinde barındırıyor olabilir. İnsanlık tarihinin yeniden yazılmasına sebep olan bu eşsiz güzelliği yeniden tanımaya hazır mısınız?
Alman Arkeoloji Enstitüsü girişimleri doğrultusunda 1995 yılında Prof. Klaus Schmidt tarafından bulunan Göbeklitepe’nin bu kadar ses getireceğini düşünememişlerdi. Çünkü o dönem de Alman arkeoloğun düşündüğü tek şey küçük kayacık modellerinin buradan çıkacağı ancak öyle olmadı. Göbeklitepe bugün dünyanın en fazla konuşulan arkolojik ürünüdür. Ömrünün 3/1’ini buraya harcayan Alman arkeolog 2019’un Göbeklitepe yılı olarak kabul edildiğini göremeden 2014 yılında vefat etti. İnsanların birçoğu Göbeklitepe’nin 1995 yılında çalışmalara başlanan bir yer olduğunu düşünür.

Ancak bu yanlış bir düşüncedir. 1963 yılında İstanbul Üniversitesi ve Chicago Üniversitesi ortaklığında çalışmalara başlayan ekipler, Göbeklitepe hakkında ciddi çalışmalarını sürdürmüş; ancak buluntuların hangi durumlara netice verebileceğini düşünmemişlerdir.

Çok daha sonraları 1980 yılında bir Amerika vatandaşı olan arkeolog Peter Benedict bir makalesinde Göbeklitepe’den sürekli bahsetmiştir. 1983 yılında ise Mehmet Kılıç ismindeki çiftçi tarlası üzerinde çalışırken efsanevi olarak adlandırılan bir oymalı taş bulmuştur. Ancak o günün arkeologları bu oymalı taşı sıradan bir buluntu sayarak Şanlıurfa Müzesi’ne göndermişlerdir. O gün bulunan oymalı taş hala Şanlıurfa Müzesi’ndedir. Kimse o buluntunun değerini anlayamamış. 1995 yılı geldiğinde ise dünyanın en önemli arkeolojik buluşu gerçekleşecek ve adından sonsuza kadar bahsettirecek olan Klaus Schmidt buranın önemini tüm dünyaya gösterecekti.

Göbeklitepe keşfedilmeden önce, yaklaşık 12.000 yıl önceki insanların daha demiri kullanmayı bilmediklerini, çanak ve çömlek yapımına dahi başlayamadıklarını düşünüyorduk. Ancak Göbeklitepe ile tarih yeniden yazıldı. Göbeklitepe’den önceki bilgilere ve Göbeklitepe’den elde edilen bilgilere bakıldığı zaman çok yanıldığımızı apaçık bir şekilde görüyoruz.

Göbeklitepe’nin Önemi

Göbeklitepe bulunana kadar o dönemin insanlarının tarımın keşfinden sonra yerleşik hayata geçtiklerini düşünüyor ve tarihimizi bu şekilde öğreniyorduk. Göbeklitepe, o dönemin insanlarının henüz sadece avlanarak kendilerini besleyebildiği bir dönem de yerleşik hayata geçtiklerini gösteren ilk bulgu olmuştur. Bu bulguyu dünyanın en önemli bulgularından birisi haline getiren, yanlış düşündüğümüz birçok tarihi olayı göz önüne sermesiyle alakalıdır. Henüz hayvan avlayarak beslenilen bir dönem de insanlığın yerleşik hayata geçtiğini hatta kendine sığınabileceği bölümler ve odalar yapabildiğini yaklaşık 12.000 yıl sonra öğrendik. Yaklaşık 12.000 yıldır o insanların mağaralar da ve ağaç kovuklarında yaşadıkları düşünülüyordu.

Tarihin İlk Tıbbi Operasyonu Göbeklitepe’de Yapıldı

Evet, bu insanlar henüz çanak ve çömlek kadar basit eşyayı bilmiyorken nasıl ameliyat yapıldı? Neolitik dönem olarak adlandırılan o dönemlerin tam olarak manası ise taş devri idi. İnsanların henüz mağaralar da yaşadığı dönem de böyle bir barınma inşaatı gerçekleştirmiş olması insanüstü bir olay. Bu olay kesinlikle devrimsel bir faaliyet. Neolitik çağ, bu insanlar hakkında ne kadar az bilgimizin olduğunu göstermektedir.

Schmidt’in o gün ki çalışmalarına dayanarak gözetilen teorilerine göre; burası tamamen bir taş devri tapınağı idi. Kazı sırasında bulunan birçok sayı da kare, yuvarlak, T yapı, oval ve spiral yapı taşları ile bir araya getirilen taşlar Göbeklitepe’nin merkezini oluşturdu.

Yapıların ise değişik tarz da ve bu zamana kadar hiç görülmemiş şekilde tasarlanması ise çok enteresan. T biçimleri ile tasarlanmış olan bloklar ise günümüzün en sık kullanılan dolgulama tekniklerinden bir tanesidir. Mimar ve mühendisler bu tekniği hala kullanmaktadır. Bugüne kadar yapılan kazılar ile 6 adet yapı ortaya çıkartılsa da daha çıkacağını ön gören arkeologlar var. Yüzeyin araştırmalarına göre ortalama olarak 20 adet daha yapının çıkabileceği ön görülmektedir. Göbeklitepe kazı koordinatörü Dr. Lee Clare bu yapıların tapınak olarak kullanılması amacı ile inşa edilmediğini düşünüyor. Milattan Önce 10.000’li yıllar da taş devri insanlarının eğitimli ve ruhban sınıfına ait olmadıklarını çok iyi biliyoruz. İşte bu yüzden tapınak olarak inşa edilmeleri imkansız. Kazı alanlarında bulunan kafataslarının ilk insan beyni ameliyatının Göbeklitepe’de gerçekleştiğini gördük.

Bu kafatasının üzerinde çeşitli delikler bulundu ve bu delikler sadece bir insan tarafından kasıtlı olarak yapıldığı bellidir. İlkel anlamda yapılan ilk kafatası delgi ameliyatı olduğunu ifade eden Profesör doktorlar, bu konu da kesin kararlarını bir ameliyat olabileceği yönünde kullanıyorlar.

Tarihe yeni tanıklar çıkartan Göbeklitepe hakkında birçok teori ve efsane vardır. Bunlardan en garip olanı ise insan eli ile gömülmüş olmalarıdır.

Göbeklitepe Hakkında Bilinmesi Gerekenler

2019 yılı Göbeklitepe için en iddialı yıl olarak kabul edilmiş ve 2019 yılı Göbeklitepe yılı olarak kabul edilmiştir. UNESCO tarafından yapılan açıklama da 2019 yılının Göbeklitepe yılı olarak kabul edilmesinin en büyük sebeplerinden bir tanesi, insanların ilk defa bir sığınak inşa etmeleridir. Ülkemizi tarihi açıdan inceleyen araştırmacı tarihçilerin bugün ülkemize çok daha fazla dikkatle bakmaları sağlandı. Destinasyon yapılarak yılın en büyük gösterimi sağlandı. UNESCO tarafından 2011 yılında tekrardan Dünya Kültür Mirası listesine alındı. Bu listeye girerek dünyanın en önemli turistik faaliyetleri arasına girdi.

Kazılardan elde edilen bulgular ile bugün dünyanın en eski bulguları sergilenmektedir. Kültür merkezi olarak ilan edilen bu sergi, hayvan kabartmalarının bulunduğu dikili taşlar ile ayrıca dikkat çekmektedir. Haliliye Belediyesi’nin “Daha Eskisi Yok” sloganı ile tüm dünyaya tanıttığı bu antik yerleşke, dünyanın en değerli turistik noktalarından birisi haline gelmiştir.

Göbeklitepe ile ilgili Sıkça Sorulanlar

Göbeklitepe hangi medeniyete ait?

Göbeklitepe’nin Arkeolojik olarak Çanak Çömlek Öncesi Neolitik A Dönemine (M.Ö 9.600 – 7.300) ait olduğu tahmin edilmektedir.

Göbeklitepe de müze kart geçerli mi?

Evet, Geçerli. Göbeklitepe Örenyeri’ne girişlerde Müzekart  kullanabilirsiniz. Müzekart’ınız yoksa kimliğinizle beraber Şanlıurfa Müzesi’ne başvurarak 60 TL karşılığında Müzekart+ çıkartabilirsiniz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu