TYT

Bilgi Felsefesi TYT Felsefe Konu Anlatımı

Bilgi Felsefesi

Antik Yunanca “episteme” ve “logos” sözcüklerinin birleşmesi ile meydana gelen, bilgi ve akılca söz anlamına gelen bilgi felsefesinin diğer bir adı da epistemolojidir. Bilgi felsefesinin genel olarak felsefe alanının bilgiyi ele alıp incelediği teorik bir dalı olarak tanımlayabilir. Felsefenin, insan bilgi ve kaynaklarını, bilginin sınırlarını ve ne derece geçerli olduğunu ele alarak inceleyen bilim dalına bilgi felsefesi adı verilir.

Bilgi Felsefesinin Konusu

Bilgi felsefesi genel olarak bilgi fenomenini inceleyen, bilginin özünü, kapsama alanını, bilginin değerini ve sınırlarını sorgulayan bir felsefe alanıdır. Diğer bilimlerden farklı olarak bilgi felsefesinin konusu genel bilgiyi yani bilgi halindeki bilginin kendisini inceleme kapsamına alır.

Tüm bilimlerde olduğu gibi felsefede de bir önermenin bilgi ve doğruluğundan söz edilebilmesi için öncelikli olarak bir anlam taşması gerekir. Burada karşımıza çıkan anlam kavramı ise bir dilin mantık çerçevesine dahil olmak, mantık ve biçimsel doğruluk alanlarında, insan düşünceleri arasında şekilsel olarak ilişki ve tutarlılıkların tümüdür.

Bilgi ve Bilgi Çeşitleri

İnsanoğlu varoluşundan beri kendisi dışındaki diğer nesneleri algıladığı gibi diğer nesnelerin de farkındadır. Bu farkındalık ise insanın bilme ve bilgi edinme ihtiyacı olarak tanımlanabilir. Bilgi kavramının oluşumunda temel olarak iki kavram karşımıza çıkar. Bunlardan ilki algılayan, bilen yani insanoğludur. Diğer kavram ise bilinen, kendisine yönelinmiş olan, araştırılmak istenen şey ya da nesne şeklinde açıklanabilir.

Felsefe biliminin incelediği bütün konularda olduğu gibi bu konuda da öncelikli olarak ele aldığı kavramlar bilgi ve bilgi çeşitleri konularıdır. Bilgi; özne (suje) ile nesne (obje) arasındaki ilişkiden meydana gelmiş olan bir ürün şeklinde tanımlanabilir.

Burada karşımıza çıkan özne ve nesne kavramları açıklamak gerekirse; özne, bilen ya da bilmek için çaba gösteren yani nesneye yönelendir. Suje ile aynı kavramdır. Nesne ise bilinen ya da bilinmek için çaba gösterilen, bilinmek istenendir. Obje ile aynı kavramdır. Diğer bir kavram ise “bilgi aktı” kavramıdır.

Bilgi aktı; öznenin özne ya da nesneye olan yöneliminde bilginin meydana gelmesindeki zihinsel süreçler, insan hafızası, bellek kavramlarının genel ismidir. Burada hemen belirtmek gerekir ki bilgi edinmek yalnızca algılamaya dayanmaz. Yani düşünmek de bilgi edinme yöntemlerinden biridir. Genel olarak bilgi özneden nesneye gerçekleşse de özne ile özne arasında gerçekleşen bilginin de var olduğu söylenebilir.

Bilgi Çeşitleri ise;

  • Gündelik Bilgi
  • Bilimsel Bilgi
  • Teknik Bilgi
  • Sanatsal Bilgi
  • Dini Bilgi
  • Felsefi Bilgi olarak sıralanabilir.

Bu kavramların her biri bilgi felsefesini anlamak noktasında oldukça önemli olduğu için her bir kavramı ayrı başlıklar altında işleyelim.

Gündelik Bilgi

Gündelik bilgi bir diğer adıyla empirik bilgi kavramı, günlük yaşam içinde meydana gelip gelişen, duyulan ve algıya dayanan bilgidir. Yani gündelik bilgi gün içerisinde deneyimlenen, öğrenilen bilgilerin tümü olarak açıklanabilir.

Gündelik bilginin özellikleri;

  • Özneldir
  • Yanıltıcı ve doğru olmayan bilgileri içerebilir.
  • Herhangi bir amacı ve sistemi, yöntemi olmadan alelade elde edilir.
  • İnsanların günlük yaşamını kolaylaştırır.
  • Günlük olarak algılamalarımız düzeyinde şekillenmiştir.
  • Denemeye dayanan bir genelleme olması sebebi ile neden sonuç ilişkisini doğru bir şekilde yansıtmayabilir.

Bilimsel Bilgi

Bilimsel bilginin diğer bilgi konularına göre oldukça sınırlı bir konusu ve önceden belirlenmiş olan belirli yöntemleri vardır. Diğer bilgi türlerine göre daha sistemli ve genel- geçer sonuçlara ulaşmayı amaçlayan bilgi türüdür.

Bilimsel bilginin özellikleri;

  • Bilimsel bilgi nesnel olmalıdır. Yani kişiden kişiye değişmez.
  • Birikimli ve ilerleyebilir düzeydedir.
  • Evrensel olma özelliği vardır yani herkes için geçerlidir.
  • Deneysel bir bilgi türüdür.
  • Bilimsel yöntemler kullanılarak elde edilir.
  • Sistemli bir yapıya sahiptir.

Teknik Bilgi

İnsanların temel ihtiyaçlarını karşılamak ve yaşamlarını kolaylaştırmak amacıyla geliştirilen araç ve gereçlerle ilgili bilgilerdir. Teknik bilginin kaynağı bilimsel ve gündelik bilgi kavramlarına dayanır. Teknik bilginin var olmasının amacı insan yaşamına kolaylık sağlamaktır. Teknik bilgiyi ikiye ayırıp incelemek mümkündür.

Gündelik bilgiye dayanan teknik bilgi: Gündelik deneyimlerin ve el becerilerinin kullanılarak yapıldığı farklı araç ve gereçlerin temelini oluşturur.

Bilimsel bilgiye dayanan teknik bilgi: Bilim ve teknolojinin birbirini etkilemesiyle gelişmiş olan teknik bilgi genel olarak insanın doğaya egemen olmak için geliştirdiği çeşitli unsurlar olarak tanımlanabilir.

Teknik bilginin özellikleri;

  • İnsanın gündelik yaşamını kolaylaştırır.
  • Doğanın ve doğa unsurlarının insan faydası için kullanılmasına yardımcı olur.
  • İnsana fayda sağlayabilecek çeşitli araç ve gereçlerin yapımında meydana gelir.
  • Ortaya çıkış amacı insanın mevcut bilgi birikimi ile doğa üzerinde hakim olabilmesidir.

Sanatsal Bilgi

Felsefe açısından da sanat, güzel olanı arama bulma ve güzeli yaratmak anlamlarına gelen bir eylemdir. Sanatsal bilgi konusunda nesneyi objeye yönlendiren temel sebep, nesnenin taşıdığı güzellik kavramıdır. Sanat bilgisi ise sanatçının dünyayı estetiksel olarak kendinden bir şeyler katıp yeniden oluşturması ile meydana gelir.

Sanat bilgisinin özellikleri;

  • Duygu kavramıyla ilgilidir.
  • Sanatsal bilgi sonucu üretilen ürünler somuttur.
  • Kişide estetik bir haz duygusu oluşturur.
  • Öznel bilgilerden oluşur ve bu sebeple yinelenemez, başka objelerle karşılaştırılamaz.
  • Duygu ve sezgileri temel alır.
  • Sanatsal bilgide kullanılan ölçüt güzellik ve çirkinliktir.

Dini Bilgi

Dini bilgi kavramında özne ile nesne arasında kurulmuş olan ilişki; inanç, kutsal kitap ve din çerçevesinde oluşturulmuştur. Bu bilgi türünde bilgi, inanılan varlık olarak Tanrı ve inanan varlık olarak insan arasında var olan bir inanç bağı olduğu söylenebilir.

Dini bilginin özellikleri;

  • Dini bilgi özneldir.
  • İnanç yoluyla meydana gelmiştir.
  • İbadet ve inanış kuralları ile şekillenmiş durumdadır.
  • Dogmatik bir bilgi türüdür.
  • Bilim ve felsefe alanlarının cevap bulamadığı bazı sorulara ilahi açıklamalar şeklinde cevap verir.

Felsefi Bilgi

Felsefe biliminin incelediği bilgi; insan, varlık, doğa ve diğer alanların özünü, temel yapısını bir bütün şeklinde ortaya koyan ve bu alanda bilgiyi kavramaya çalışan bir bilim türüdür. Felsefe kavramında elde edilen bilgiler sorgulanır. Bu noktada felsefede sorular cevaplardan daha önemli bir anlam ifade eder.

Felsefi bilginin özellikleri:

  • Her şey bir bütün olarak incelenir ve her olguyu bilmek, açıklamak amacıyla meydana gelen bilgi türüdür.
  • Felsefi bilgi, bilimsel bilgiden farklı olarak bilgiyi deneysel yollarla değil de insanın aklı ve düşüncesiyle incelemesi gerektiğini savunur.
  • Evrenin nasıl ve neden var olduğu, insanların dünyada bulunma amacını sorgulayan çeşitli sorular içerir.
  • Olay ve kavramlar arasındaki neden sonuç ilişkisinde son aşamadan ziyade temel aşama yani temel sebebin ne olduğunu araştıran bir bilgi türüdür.

Bilginin Doğruluk Ölçütleri

Bilgi ile ilgili problemlerin tartışılması konusunda ortaya konulan bazı ölçütler vardır. Bu ölçütler bilginin doğruluk ölçütleri olarak ifade edilir. Yani bilgi felsefesinde bilginin doğruluğunu belirlemek için kullanılan bir takım ölçütler ve bilgiyi diğer bilgilerle kıyaslayan noktalar bulunur. Ancak hemen belirtmek gerekir ki bu ölçütlerin bilginin tamamen doğruyu ifade ettiği kanısına ulaşılmasını sağladığını düşünmek ya da bu ölçütler kullanılarak elde edilmiş olan bilginin tamamen doğru olduğun söylemek yanlış olacaktır. Bilginin doğruluk ölçütleri:

Uygunluk

Uygunluk ölçütünde iddia edilen görüş bildirdiği nesne ile ölçülü ise yani o nesne ile örtüşüyorsa o bilginin doğru bir bilgi olduğu kabul edilir. Bilginin doğruluğu için temel olarak kabul edilen durum; dil ile söylenen ve gerçekte var olan durumların birbirleri ile uyumlu olup olmadıklarıdır. Eğer bu iki durum birbiri ile uyumluluk gösteriyorsa bilginin doğru olduğu kabul edilir. Örneğin ” Bugün hava yağışlı.” ifadesinde eğer havanın gerçekten de yağışlı olduğu görülürse havanın yağışlı olduğunu ifade eden bu bilginin doğru bir bilgi olduğu kabul edilir. Platon ve Aristoteles tarafından ilk kez ortaya atılan bir görüşe göre; bir önerme varlığın bir özelliğini açıklıyor ve belirtiyorsa doğrudur.

Tutarlılık

Tutarlılık ölçütüne göre öne sürülen görüş, doğru olarak kabul edilmiş olan diğer bilgilerle çelişmiyorsa o bilginin de doğru olduğu kabul edilir. Örneğin ” Bütün beşgenler beş kenarlıdır.” ifadesinde mantık olarak düşünüldüğünde bütün beşgenlerin beş kenarlı olduğu sonucuna ulaşıldığı için doğru bir bilgi olarak kabul edilir.

Bu ölçütte bir önermenin doğruluğunu gerçeklik ile olan ilişkisi belirlemez. Yani o bilginin doğruluk ölçüsü daha önceden bildiğimiz bilgilerle çelişip çelişmemesidir. Eğer önerme daha önceden bilinen bilgilerle çelişmiyorsa doğru olarak kabul edilir. Bu sebeple tutarlılık ölçütünde bir önermenin yalnız başına doğruluğu önemli olarak görülmez. Çünkü bir sistem olarak, bütün şeklinde tutarlılık yani doğruluk önemlidir.

Tümel Uzlaşım

Tümel uzlaşım ölçütünde, önerge herkes tarafından kabul ediliyorsa doğru olduğu düşünülür. Örneğin; ” Otobüste hamilere yer verilir. ” ifadesi herkes tarafından kabul edildiği için doğru bir bilgi olduğu söylenebilir. Bu ölçütte önemli olan ve bilgiyi doğru yapan şey, o bilginin herkes ya da çoğunluk tarafından kabul edilmesidir. Bu noktada diğer ölçütlerden farklı olarak tümel uzlaşım ölçütünde bilginin mantıkla ilgisine ya da bilimsel gerçekliğine dayanmaz. Toplumdaki insanların geneli ya da çoğunluğunun aynı görüşte olduğu her türlü ifadenin doğru olduğu kabul edilir.

Apaçıklık

Diğer bir ifade ile açık seçik olma durumu, önergenin apaçık ortada olma durumu olarak tanımlanabilir. Örneğin parmakların ağrıyan birinin parmaklarının ağrıdığını bilmesi açık bir durumdur. Aynı kişinin hangi parmağının ağrıdığını bilmesi ise seçik hale gelen yani seçilmiş durumda olan bir ifadedir. Sonuç olarak bu kişi hangi parmağının ağrıdığını apaçık bir şekilde ifade ettiği için bu bilginin doğru olduğu kabul edilir.

Bu ölçüt türünde bilginin doğru olması için açık seçik ortada olması, kuşku duyulmadan apaçık bir şekilde ifade edilebilir olması gerekir. Descartes’in ” Düşünüyorum o halde varım. ” ifadesi açık ve seçik olarak bilinen bir bilgidir. Bu noktada belirtmek gerekir ki her seçik bilginin açık olmasına rağmen her açık bilginin seçik olduğu söylenemez.

Yarar Ölçütü

Bu ölçüte göre bilgi hayatta fayda verdiği ölçüde doğru olarak kabul edilir. Örneğin “Kanser tedavisi için A ilacı kullanılmalıdır.” ifadesinde eğer A ilacının kullanılması kanser tedavisine fayda sağlıyorsa bu bilginin doğru olduğu kabul edilir. Yarar ölçütü için bilginin doğru olabilmesi durumu o bilginin verdiği fayda ve yarara bağlıdır. Bu görüşü benimsemiş olan felsefe akımı ise pragmatizm bir diğer ifade ile faydacılıktır. Eğer bilgi uygulandığında karşılaşılmış olan sorunun çözümü elde ediliyorsa o bilginin doğru olduğuna karar verilebilir.

Bilgi Felsefesinin Temel Sorunları

Bu konuyu daha iyi anlayabilmek için bilgi felsefesinin temel sorunları iki başlıkta işlenmelidir. Bunlardan ilki bilgi felsefesinin temel sorularını içinde barındıran ve bilginin kaynağı, bilginin değeri konularını inceleyen bölümdür. Diğer bölümde ise bilginin doğruluğu başlığında doğru bilginin imkansızlığı, doğru bilginin imkanı konularında ele alınmalıdır.

Bilginin Kaynağı

İnsan kendi düşüncelerinden meydana gelmiş olan bir takım bilgilere sahip bulunur. Burada sorulması gereken asıl soru bu bilgilerin nasıl meydana geldiği, bilgilerin meydana gelmesinde hangi faktörlerin etkili olduğu sorularıdır. Bu sorulara felsefe grupları arasından Empristler bilginin deneye dayandığı, Sensualistler bilginin duyum kaynaklı olduğu, Entüisyonistler ise bilginin sezgilerden kaynaklandığını öne sürmüştür.

Bilginin Değeri

Bilginin değeri kavramı araştırılan konu ve olay ile bilginin ne derece uygun olduğudur. Yani doğru bilgi demek açıklanan gerçek durumu olduğu haliyle yansıtın bilgi demektir. Örneğin ” Bu şemsiye mavidir.” ifadesinde bahsedilen şemsiyenin mavi olması bilginin doğru olduğu anlamına gelir. Bu noktada felsefede incelenen iki önemli soru olduğu belirtilmelidir. Bilginin değeri ile ilgili olarak bilgi gerçekliği elde edilebilir mi ve doğru bilgiye ulaşma imkanı soruları felsefede cevabı aranan sorular arasındadır.

Doğru Bilginin İmkanı

Doğru bilginin imkanı konusunda karşımıza Dogmatizm, Rasyonalizm, Emprizm, Pozitivizm, Sezgicilik, Kritizm ve Pragmatizm görüşleri çıkar. “Dogmatizm” bilginin kesin ve değişmez özellikleri sahip olduğunu yani aklın mutlak ve kesin bilgileri bilebileceği görüşünü savunur. “Rasyonalizm” doğru bilginin mümkün olduğunu ve ölçütünün ise akıl olduğunu savunan bin görüştür. Bu görüşü savunun felsefeciler Sokrates, Plato, Aristoteles, Descartes ve Hegel’dir.

“Empirizm” ise Rasyonalist görüşün karşıtıdır. Bu görüşe göre doğuştan gelmiş olan bir bilgi yoktur. Tüm bilgiler duyulardan elde edilir ve deneyimlerden meydana gelir. Örneğin ateşin yakıcı olduğu, Tanrının varlığı bilgileri insan tarafından doğuştan değil yaşam sürecinde elde edilir. Bu görüşün savunucuları John Locke ve David Hume.

“Pozitivizm” ise Comte tarafından pozitif felsefenin geliştirilmesi ile ortaya çıkmış bir görüştür. Olguların sahip olduğu bilgi, olayların temelini ve gerçekliğini vermez ancak o olguyu idare eden temel yasaları ortaya koyar.

“Sezgicilik” akımına göre olguları kavramanın yöntemi sezgi yoluyla mümkündür. Akımın savunucusu Bergson’a göre gerçeklik hayat, hayatın akışıdır ve bu durumda bilgilere sezgi yöntemiyle ulaşılabilir.

“Kritisizm” ise insan mantığının gücü ve insanın bilip bilemeyeceği şeylerle ilgili görüşlerden meydana gelen bir akımdır. Görüşün savunucusu Kant’tır ve ona göre insan aklı ancak olayların dünyasında öğrenilebilir.

“Pragmatizm” akımı ise doğruluk ve gerçeklik kavramlarını sonuçlarla değerlendirir ve bu kavramlara fayda bakış açısıyla ilgilenir. Akımın temsilcisi James’e göre her kavramın pratik sonuçlar elde edilerek yorumlanması gerekir.

Doğru Bilginin İmkansızlığı

Septisizm yani şüphecilik olarak da adlandırılan bir görüş ise doğru bilginin yanlıştan ayrılacağı bir ölçütün olmadığını, her şeyden genel olarak şüphe edilmesi gerektiğini savunan bir görüştür.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu